Taze taze bahar esintilerini hissederken, eylül ayına yeni bir isim kazandıran “Back to School” kampanyalarından bahsedelim istedik. Oldukça yalın cuma günlerini “Kara Cuma”ya çeviren reklam kampanyaları eylül ayını da ilginç bir hâle getiriyor.😊
Eylül, öğrencilerin yeni eğitim yılına başladığı, herkes için heyecanlı bir ay. Tatilin ve yazın yavaş yavaş bitişi, dizilerin televizyona, filmlerin vizyona dönüşü derken, reklam kampanyalarıyla birlikte markalar ve işletmeler için de çok heyecanlı bir periyot hâlini aldı. Hatta sanıyoruz işletmeler, okul için geri sayımda olan miniklerimizden çok daha heyecanlılar bu dönemde. Kimileri için yalnızca kırtasiye alışverişiyle önce çıksa da aldanmayın efendim, zihninizi biraz yoklayın. Gözlerinizin önüne bir afiş inecek, kulaklarınıza alışıldık/alışılmadık bir seslendirme çalınacak… Eylül; sokağımızdan geçen overlokçu hoparlöründen çıkan bir sesle bağırıyor: “Back to School ayağınıza geldi! Kırtasiyeden modaya her sektöre el atılır, 5 dakikada indirim yapılır!”
“Back to School”, “Black Friday” gibi dünyaya mal olan pazarlama tufanı dönemleri en iyi şekilde değerlendirmenin anahtarı da tabii ki sosyal medya! Sloganların, tasarımların ve dolayısıyla pazarlama çılgınlığının havada uçuştuğu bu süreçte sosyal medyada neyi, nasıl yapabiliriz; gelin bir göz atalım.
İlk adım: “Selam kitle, tanışalım mı?”
Her reklam stratejisinde olduğu gibi, hedef kitlenizi analiz etmek bu dönemde de size sağlam bir zemin yaratır. “Back to School” çok farklı yaş gruplarına ulaşabileceğiniz bir dönem olduğu için markanızın hangi yaş grubuna hitap ettiğini iyi çözümlemek gerekir. Kitlenize dahil olan öğrenci veya ebeveyn yaş gurubunu ve ihtiyaçlarını belirlediyseniz, parmağınız ıslatıp rüzgârın yönünü belirlediniz demektir. Ancak daha yeni başladık!
İkinci adım: “Seninle benim aramda fark var!”
Sosyal medya, alabildiğine eğlenceli ve çekici içeriklerle donatabileceğiniz, geleneksel medyaya göre, nispeten özgür bir alandır. Kitlenizin ihtiyaçlarını anladığınızı ve onların hayatına dokunduğunuzu hissettiren içerikler için hayal gücünüzün sınırlarını dilediğinizce zorlayabilirsiniz. Kitlenizdeki hemen herkesle iletişim kurmaya, daha doğrusu iletişim sürecinizin kitlenizi büyük ölçüde kapsadığından emin olmaya çalışın. Sosyal medyanın bu konuda çok güzel oyuncakları olduğunu unutmayın! Anketler, testler, dark postlar, story reklamları, küçük oyunlar… Doğru dönemde doğru metotlar sizi parlatır.
Üçüncü adım: “Gel vatandaş, al vatandaş”
Kitlenizin ihtiyaçlarını anladınız fakat bununla kalamazsınız. Bu ihtiyaçlara bir çözüm bulduğunuzu gösterin ki çember tamamlansın. İndirim, promosyon, kampanya… Kitlenizi, markanıza uygun bir yöntemle satın almaya ya da hizmetinizi talep etmeye yöneltmek için eşsiz bir dönem.
Bir adım daha: Görsel şölen!
Tasarımlar, her kampanyada olduğu gibi indirim zamanlarının da vazgeçilmezi. Ürünü, hizmeti kitleye sunarken tasarımın etkisini aklınızdan çıkarmayın. Dikkat çeken, farklı, belki biraz eğlenceli bir tasarım hem zihinlerde yer etmenizi hem harekete geçirmenizi sağlayabilir. Sloganınızı ve ürününüzü bir bütün haline getiren, bazen talep yaratmasa bile etki yaratarak akıllarda yer etmenizi sağlayan, etkili bir tasarımdır. Tabi bu bir afiş de olabilir, bir TV alt bantı da…
Sosyal medya dönemi, anı ve reaksiyonları değerlendirmek için bulunmaz bir pazardır. Kitleniz ile çok daha yakın bir temas halinde olmanızı sağlayan bu alanı nasıl kullanacağınız sizin elinizde. Doğru bir sosyal medya kullanımı sizi zirveye oldukça yaklaştırır.😊 Sosyal medyanın incelikleri ve güzellikleriyle bezeli, markanıza ve kitlenize en doğru tondan konuşacak bir yerde var olmak isterseniz, sizi Ahtapot’a bekleriz.😊
YAZAN: Duygu Nurgül Erarslan