Dijital Dezenformasyon: Gerçeğin İzini Sürmek

Dijital Dezenformasyon: Gerçeğin İzini Sürmek
22 Mayıs 2023

 

Dijital çağ, bilgiye olan erişimimizi hızlı ve kolay bir hale getiriyor. Ancak bu kolaylıkla, dijital dezenformasyon adı verilen bir sorun da beraberinde geliyor. Dijital dezenformasyon, yanıltıcı ve yanlış bilgilerin kasıtlı yayılmasıdır ve maalesef ki kişilerin düşünceleri, seçimleri ve toplumsal olaylar üzerinde büyük bir etkisi olabilir. (Keza kasıttan uzak şekilde iyi niyetle de dezenformasyona yol açılabiliyor.) Bu blog yazısında, Türkiye gündeminde yer alan doğal afetler, seçim veya herhangi bir değişiklik sırasında dijital dezenformasyon örneklerine ve kullanıcılar üzerindeki etkisine değineceğiz. Ayrıca, dijital okuryazarlığın önemini vurgulayacak ve bu konuda daha etkin olmanın yollarını keşfedeceğiz.

Dijital Dezenformasyonun Doğal Afetlerdeki Rolü

Doğal afetler, ülkelerin ve toplumların maddi ve manevi dayanıklılığını sınayan olaylardır. Ancak, doğal afetler sırasında dijital dezenformasyonun yayılması, insanların güvenliğini tehlikeye atabilir ve afet yönetimi süreçlerini zorlaştırabilir. Örneğin deprem, sel veya yangın gibi bir afet anında yapılan hatalı bir bilgi akışı, insanları yanlış yönlendirebilir ve acil yardım ekiplerinin koordinasyonunu engelleyebilir.

Ülkemizin yakın geçmişindeki doğal afetlerde dijital dezenformasyonun etkisini görmek mümkündür. Sosyal medya platformlarında yayılan sahte haberler ve yanıltıcı bilgiler, afetin olumsuz sonuçlarını artırabilir veya yanlış yönlendirmelerle insanları tehlikeye atabilir. Bu durum, toplumun afetlere hazırlıklı olmasının da ötesinde bir handikap oluşturabilir ve hızlı bir tepki verme becerisini zayıflatabilir.

Dijital Dezenformasyonun Seçim Süreçlerindeki Etkisi

Seçimler, demokratik bir toplumun temel taşlarından biridir. Ancak dijital çağ ile birlikte, seçim dönemlerinde dezenformasyon yaygın hale gelmiştir. Dijital platformlar, bilinçli veya bilinçsiz olarak yanıltıcı içeriklerin yayılmasına olanak sağlamaktadır. Örneğin sahte haberler, manipüle edilmiş görüntüler ve çarpıtılmış veriler, seçim süreçlerinde etkili bir şekilde kullanılmaktadır.

Türkiye'nin son seçim dönemlerinde dijital dezenformasyon örneklerine sıklıkla rastlanmıştır. Bazı siyasi gruplar, rakiplerine zarar vermek veya seçmenlerin tercihlerini etkilemek amacıyla yanıltıcı bilgileri sosyal medya platformlarında yaymışlardır. Bu tür bir dezenformasyon, seçim sonuçlarını etkileyebilir ve demokratik süreçlere zarar verebilir. Bu nedenle, seçimlerde doğru bilgiye erişim ve eleştirel düşünme becerisi büyük önem taşır.

Sosyal medyada dezenformasyon bu kadar yaygınken nasıl etkin bir dijital okuryazar olabiliriz? Gerçeğe hızlıca erişebilmek ve bu gerçeklikten emin olabilmek mümkün mü?

Dijital çağda yaşadığımız için, dijital okuryazarlık becerilerine sahip olmak sanılandan daha önemlidir. Bilgiye erişimi değerlendirmek, doğru ve yanlış bilgileri ayırt etmek, eleştirel düşünmek ve etkili iletişim kurmak gibi beceriler, bireylerin dijital dezenformasyonla başa çıkmalarına yardımcı olur ve güvenilir bilgiye ulaşmanın kapısını aralar.

Etkin bir dijital okuryazar olmak için neler yapabiliriz, hep birlikte bakalım:

Kaynakları çapraz kontrol etme: Bir haber veya bilgiyi doğrulamadan önce birden fazla kaynaktan kontrol etmek önemlidir. Güvenilir haber kuruluşlarının, bilimsel araştırmaların ve uzman görüşlerinin bulunduğu kaynakları tercih etmek, doğru bilgiye ulaşmada yardımcı olabilir.

Haber kaynaklarının güvenilirliğini değerlendirme: Haber kaynaklarının güvenilirliğini araştırmak için çeşitli faktörleri değerlendirmek gerekir. Kaynağın geçmişi, bağımsızlığı, uzmanlık düzeyi ve yaygın olarak kabul gören standartlara uygunluk gibi kriterleri dikkate almak gerekir.

Bilgiyi sorgulama: Herhangi bir bilgiyi eleştirel bir gözle sorgulamak, yanıltıcı veya yanlış bilgilere karşı koruma sağlar. İstatistiklerin ve verilerin doğruluğunu kontrol etmek, argümanların tutarlılığını değerlendirmek ve bağlamsal bilgileri araştırmak gibi adımlar izlemek değerlidir.

Duygusal tepkileri kontrol etme: Dijital ortamlarda yayılan yanıltıcı bilgiler, duygusal tepkilere yol açabilir. Bu nedenle, bilgiyi değerlendirirken duygusal tepkileri kontrol etmek ve soğukkanlı bir şekilde düşünmek önemlidir. Doğrulanmamış gerçeklerle, yanlış bilgilerin yayılmasına katkıda bulunan tepkiler vermekten kaçınmak son derece kritiktir.

Eğitim ve bilinçlendirme: Dijital okuryazarlık becerilerini geliştirmek için eğitim ve bilinçlendirme faaliyetleri büyük önem taşır. Okullar, sivil toplum kuruluşları ve medya kuruluşları, dijital okuryazarlık konusunda programlar ve kaynaklar sunarak insanları bilinçlendirebilir ve bu becerileri güçlendirebilir.

 

Dijital dezenformasyon, günümüzde önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye'nin gündeminde olan seçimler, doğal afetler ve daha birçok olay sırasında, çığ gibi büyüyen yanıltıcı bilgi furyasına sıklıkla tanık oluyoruz. Ancak, gelişmiş dijital okuryazarlık becerileriyle doğru bilgiye erişim için çaba göstermek, bu sorunun üstesinden gelmeye yardımcı olabilir.

Dijital dezenformasyonun etkilerini azaltmak ve güvenilir bilgiye erişimi teşvik etmek, toplumun kolektif çabasıyla mümkün olabilir. Her birimizin, dijital okuryazarlık becerilerini geliştirerek, bilgiye olan talebi sorgulayarak ve güvenilir kaynaklara dayalı bilgilere ulaşarak daha bilinçli bir şekilde dijital dünyada var olabiliriz.

 

YAZAN: Eylül Deniz Kan

Paylaş