Sosyal Medyada Var Olmanın Dayanılmaz Hafifliği

Sosyal Medyada Var Olmanın Dayanılmaz Hafifliği
14 Haziran 2017

 

Biri ‘’Kendinizi tanıtır mısınız?’’ dediğinde önce bir durup düşünürüz. Sonra bir başlangıç noktası seçip anlatmaya başlarız. Düşünebilen ortalama bir insan için çok zor değildir birbiri ardına birkaç cümle kurmak. O kadar çok yardımcımız var ki; sevdiğimiz yemekler, hafta sonu ne yaptığımız, nerelerde eğitim aldığımız, nerede çalıştığımız, ailemiz, en olmadı burçlarımız var. Peki bu durum karşı cinsle bir ilişki kurmak için ise? Şimdi işler biraz daha zor işte. Çünkü başka şeylerden bahsetmek, bir şeyler yapmak, bir fikir bulmak gerek. Bir nevi kendimizi pazarlamamız gerek, ‘’en iyi benim, benden daha iyisi yok senin için’’ demek gerek.

Kişiselde bile bu kadar zorlandığımız bir konuda; peki ben bir markaysam, bir ürün veya bir kurumsam? Sevdiklerime kendimi nasıl beğendiririm?

Evet evet, biz de öyle düşündük. Facebook’tan bir dürtmek gerek, sonra Instagram’dan bir takip, özelden de yazdık mı, gerisi gelir blush

Kulağa basit gelse de uygulamada durumlar biraz düşünce gücü, biraz kafa yorma, epey de bir çalışma istiyor.

Başarıyla sonuçlanacak bir etkileşim için kendimizi tanıtmamız önemli; ses tonumuz, karakterimiz, rengimiz, şeklimiz… Hepsi sadece bizi yansıtmalı.

Sosyal medya hesaplarındaki bilgiler güncel olmalı. "Neredeyim, amacım ne, sana ne veriyorum, bana nasıl ulaşabilirsin?" Bu soruların yanıtlarını takipçiler mutlaka bilmeli.

Kimlerden hoşlandığımı belli etmeliyim. Hedef kitlem kim, beni kimler takip etsin? Değerinizi bilecekler mi yoksa kadirşinas kişiler mi?

Özel günleri hatırlamalıyım. Sevgililer Günü’nde elimde çiçek olmazsa bu ilişki boş kalır. Tüm özel günler kutlanmalı, o güne dair benim tarzımda mesajlar iletmeliyim.

Soru sormadan olmaz. Karşımdakini de yakından tanımalıyım, onun da sesini duymalıyım, ona söz vermeliyim.

Hayatın içinde olmalıyım, gündemi takip etmeliyim. Herkes nefesini tutmuşken derbi maçından bana ne diyemem. Ya konser için Rihanna Türkiye’ye gelmişse? Biri benim hakkımda bir şey dediyse bilmeliyim ve paylaşmalıyım.

Duygularımı saklamamalıyım. Mutluysam smiley mutsuzsam sad emojimi koymalıyım. Sorulara samimi, açık ve net cevaplar vermeliyim.

Duyarsız olamam. Sorumluluklarım mutlaka olmalı. Mümkünse bir projeyi desteklemeliyim.

Son olarak dış görünüş önemli, bir tarzım olmalı. Yaratıcı bir tasarım, bana özgü renk ve logo ayrışmamı sağlar. Her yerde bilinir ve tanınırım.

 

Sizi takip eden ve sizin ulaşmak istediğiniz insanlarla doğru ve başarılı bir etkileşim için bu tüyolara arada bir göz atın deriz. Bu ilişkinin profesyonel bir bakış açısıyla yönetilmesi ve yürütülmesini sağlayarak ‘‘en iyi benim, benden daha iyisi yok senin için’’ diyebilirsiniz. Bizimle iletişime geçmek için: www.ahtapotsosyalmedya.com/iletisim

Yazan: Elif Sobay

Düzenleyen: Şinasi Furkan Avcı

Paylaş