Keşfet'te uzun süre kedi videolarıyla karşılaştığınız ve kayıtsız kalamadığınız bir dönem oldu mu? Peki uzun süreler yemek videoları izlediğiniz ve sevdiklerinizle paylaştığınız bir zaman dilimi? Bunlar gibi örnekler hepimizin başına gelmekte, bu duruma bir zamanlar şaşırsak da artık sosyal medyanın bir ritüeli olduğunu kabul etmeliyiz. Günden güne kabullendiğimiz bu durum tamamen “algoritma” dediğimiz şey ile alakalı.
Kullanıcılar ile sosyal medya, yıllar içerisinde karşılıklı olarak birbirini etkilemekte ve değiştirmektedir. Bizler değiştikçe sosyal medya da değişiyor, sosyal medya değiştikçe bizler de değişiyoruz. Bu etkileşimin altında kişiselleştirilmiş algoritmanın da büyük etkisi var.
Sosyal medya platformlarında algoritmalar, kullanıcıların içerikle nasıl etkileşim kurduklarını analiz ederek hangi gönderilerin, videoların veya diğer içerik türlerinin kullanıcılara gösterilmesi gerektiğine karar verir. Sosyal medya platformlarının özgün kullanıcı deneyimini geliştirmek için kullandıkları algoritmalar, kullanıcıların tercihlerini ve isteklerini anlamaya çalışır. Makine öğreniminden yararlanan teknoloji, bu sayede kullanıcı hareketlerini takip eder ve kişinin en çok bağ kurduğu, zaman harcadığı ya da etkileşimde bulunduğu materyalleri belirleyerek benzeri içerikleri sunmaya başlar. Örneğin, bir kullanıcı sıklıkla yemek tarifleriyle ilgili videoları izliyorsa, algoritma bu tür içerikleri daha sık göstermeye başlayabilir. Tüketmeye meyilli olduğumuz materyallerin benzerlerini karşımıza çıkarak bir döngü yaratmayı ve ilgili mecrada daha çok vakit geçirmeye teşvik etmeyi amaçlamaktadır.
Her platformun algoritması farklı olabilir ancak temel prensipler genellikle benzerdir. İşte bazı popüler sosyal medya mecralarına özgü algoritmaların özetleri:
Facebook Algoritması
Facebook'un algoritması, anlamlı müşteri etkileşimini önemser. Ticari gönderiler yerine daha kişisel ve yerel içeriklere öncelik verir. Algoritma; popülerlik, içerik türü, ilişki ve geçerlilik gibi dört ana sıralama sinyali kullanır. Facebook'un algoritması zaman içinde değiştiği için pazarlama faaliyetleri ve içerikler, bu değişkenlere göre ayarlamalıdır.
Instagram Algoritması
Instagram'ın algoritması; ilgi alanı, ilişki, takip etme, oturum süresi ve gönderilme zamanı gibi faktörleri göz önünde bulundurur. Görsel içeriklerin önemi büyüktür ancak yeni özellikleri denemekten korkmamak da önemlidir. Instagram’ın en güncel algoritmasına göre artık takipçi sayısının da kayda değer bir önemi kalmadı. Orijinal ve özgün içerik üreten hesaplar algoritma tarafından desteklenecek, aynı içerik 2 veya daha fazla hesapta paylaşılmışsa yalnızca orijinal içerik önerilecek. Bu da içerik üreticileri için oldukça teşvik edici bir gelişme olarak karşımıza çıkıyor.
TikTok Algoritması
TikTok'un kişiselleştirilmiş algoritması, kullanıcıların ilgisini çekmeyi amaçlar. Kullanıcı etkileşimi, altyazı ve hashtag gibi faktörler bu algoritmanın belirleyicileridir. TikTok, her türlü içeriğe açık bir platform olduğundan, herkesin içeriği potansiyel olarak viral olabilir. Pop art akımının en ünlü temsilcilerinden Andy Warhol “Bir gün herkes on beş dakikalığına ünlü olacaktır.” derken ne kadar haklı tartışılırr ancak şayet bu gerçekten söz konusu olacaksa TikTok bunun en kolay, en mümkün olduğu alan gibi görünüyor.
X Algoritması
X’in algoritması, konu uzmanlığı ve demografik uygunluk gibi faktörleri dikkate alır. Geçerlilik, viralite, alaka düzeyi, coğrafi konum ve kişisel ilgi alanları ana sıralama sinyalleridir. Pazarlamacılar için önemli olan, niş uzmanlık alanına odaklanarak alakalı içerikler üretmek ve etkileşimi artırmaktır. Her ne kadar marka ve sektöre göre değişiklik gösterse de diğer mecrayla kıyasladığımızda, X’in reklam odaklı içerikler için en verimli mecra olduğunu söylemek pek mümkün değil. Diğer platformlara kıyasla kullanıcının reklamlı içerik görmeye en az tahammül edebildiği alanın burası olduğunu söyleyebiliriz.
LinkedIn Algoritması
LinkedIn, bağlantı ve etkileşime dayalı bir algoritma kullanır. İçerik kalitesi ve alaka düzeyi önemlidir. İş dünyasına yönelik bir platform olduğundan, uzmanlık alanınıza paralel içerikler üretmek ve ağınızı günden güne genişletmek önemlidir.
Kullanıcı tarafında içerikler ilgi alanlarına göre şekillenirken içerik üreticisi tarafında ise durum, kullanılan sosyal medya platformuna ne kadar katkı gösterildiğiyle alakalı olarak şekilleniyor. Kısacası, değişen ve gelişen sosyal medya artık takipçi sayınızı değil, ne kadar sık ve orijinal içerik ürettiğinizi önemsiyor. Yani siz sosyal medya platformuna ne kadar verirseniz o kadar alabileceksiniz. Bu nedenle içerik üreticileri ve pazarlamacılar, her platformun algoritmasını anlamalı ve içerik stratejilerini buna göre oluşturmalıdır.
Sosyal mecralar ilk açıldığında sahipleri olan girişimciler kullanıcılara ve markalara muhtaç durumdaydı. Gel zaman git zaman; dijital dünya kullanıcılar ve markalar için vazgeçilmez hâle geldi ve şimdi platformlar trend’leri belirliyor ve o dönemin hevesli girişimcileri bunlara uyulmasını bekliyor. Siz markanız için sosyal medya ile dijital dünyanın değişen dinamiklerini takip etmek ve ona en uygun iletişim biçimini benimsemek isterseniz, Ahtapot Sosyal Medya sizlere eşlik etmeye her zaman hazır.😊
YAZAN: Mehmet Deniz